İnceden bir yağmur çiselerken mezar taşıma
Topraktan doğdun sende mahkümsun toprak olmaya
Yüzündeki çiller kadar kırışın vardı beni
Var olduğundan bu yana evren
Yağan yağmurlar kadar bomboştu gözlerim
İlk okul çocuklarının çiğneyipte ezdiği
Kır çiçekleri kadar boyun büküşüm vardı sana
Asırlar boyu değişmedi değişmezde
Dağların denizlerin senin değişmediğin gibi
Toprak birşey istemiştir gök yüzünden
Su… Su… Su…
Kara bağrına çekip almadan benide
Selviler bilmediğim türküler söylemeden baş ucumda
Yaban gülleri sarmadan dört yanımı
Bin Değil bir şey istiyorum senden
Sev beni kollarına al
Şefkatine muhtacım
Güneş gibi hara gibi su gibi
Tut ellerimden derinliklere bırakma
Güçsüzüm eziğim çaresizim
Gideni geri getirmez zaman
Sev… Sev… Sev beni
Kara toprak kollarına almadan.
0 Comments