Çocukluk zamanlarını zaman zaman özlemek, anlatılmaya en müsait olan bir duyguyu anlatamamak birazda o günlerde ki kullandığın kelimelerin günümüzde karşılığının olmaması.
Peyami Safa’nın anlattığı karakterler artık günümüzde yok. İşin ilginç tarafı kaybolmuş hissiyatı vermiyorlar. Sanki hiç olmamışlar ve Peyami Safa bize bir ütopyayı anlatmış. Yaşamış karakterler olmalarına rağmen, biz bırak kelimelerle o karaktere yaklaşmayı akıl yolu ve dahi hayal yolu ile bile onlara ulaşamıyoruz.
Peyami Safa’nın Fatih Harbiye romanında anlattığı gibi: Neriman’ın kendi kültürüyle batı kültürü arasındaki kayboluşu ve doğru yolu buluşu gibi kaybolmuşuz ve kimimiz doğru yolu bulmuş, kimimiz mum gibi sönmüş.
Eski kelimelerle kendimizi anlatamadığımız için hep çocukluğumuzu özlüyoruz biz. Hala akşam ezanı okununca tedirginleşiyorsun değil mi? Biliyorum…
0 Comments