Medyanın gücü mü? gücün medyası mı?


medya

Günümüzde en büyük ‘kültür yayıcılığı‘ görevini televizyon yerine getirmektedir. Üstelik televizyon bu yönüyle toplumu değiştirici/yönlendirici işlevdedir! Ancak zehirlidir ve zaten Türklerin elinde de değildir!

3 Mart 2011 tarihinde yürürlüğe giren 6112 sayılı kanunla, yabancıların Türkiye’deki basın-yayına sahip olma hakkının %25’ten %50’ye çıkartıldığını biliyor muydunuz?

Her ne kadar Türkiye’deki basın-yayın kuruluşlarında bu ülkenin yurttaşları çalışsa da sömürgeciliğe hizmet etmekte ve tepedekilerin istekleri dışında hiçbir şey yapamamaktadırlar!

İlk başta Refah Partisi’nin Milli Görüş gazetesi vardır kendi halinde gündemi değiştirmeye gücü yetmeyen bir gazeteydi ve Ak Parti sahneye çıktıktan sonra Sabah ve Uzan grubu TMSF’nin işe el atmasıyla hortumlanan yayınlar devletin eline geçmiş oldu. Sonra Erdoğan’ın damadı Çalık sahnedeydi ve Sabah, ATV Çalık’a geçti. Çukurova Grubu’nun elinde olan Akşam, SHOW TV, Digitürk de Erdoğan’ın işaret ettiği isimlere verildi. Akşam, Ethem Sancak’a, Digitürk, bir Katar grubuna ve SHOW TV’de Erdoğan’a biat etmiş olan Ciner’e satıldı.Cemaat de AKP ile bozuşmadan önce Kanaltürk’ü Tuncay Özkan’dan satın aldı. Bugün Gazetesi’ni çıkardı, Bugün TV’yi kurdu…

…Ve artık medyanın gücü yoktu, gücün medyası vardı.

1980’ler köşe yazarları bir şeyler yazardı, hükümet yazanları korkutur ve yazmaması için baskı yapardı ama gazeteden atılanların sayısı çok azdı. Şimdi kelimeleri yan yana getiren köşe yazarları ise; hükümet kıymadan baklava yapsa dünyanın yeni tatlısı baklavadır diye yazıyorlar.

Bizim medyaya baktığımızda dünya bütün işi gücü bırakmış Türkiye’yi bitirmek için uğraşıyor. CIA dünyayı serbest bırakmış Türkiye ile uğraşıyor, Türkiye’yi alırsak dünyayı alırız mantığı var zannediyoruz ama öyle değil. Oradaki insanlar Türkiye ile sandığınız kadar ilgilenmiyor. Ben beni bildim bileli Türkiye kritik bir dönemeçten geçiyor diye yazılıyor.

Medya öyle bir hale getirdi ki milleti, başkanlık sisteminin ayak sesleri duyulduğu şu zamanda. Artık partiyi, siyaseti bir kenara bıraktık, siyaset yapılacak zaman değil ülkenin birlik ve beraberliği daha önemli diyoruz ve ne duyarsak eyvallah diyoruz. Diğer kesim ise daha haberin sonunu duymadan, anlamadan inanmıyor ve ne derse densin fikirlerini değiştirmiyor. Medya insanlara katarsis yaşatırken insanlar atalarının da aradığı sorunun cevabını bulamıyor. Bu ayın sonunu nasıl getireceği düşüncesinden sıyrılıp “dur bi dakika ya noluyo” diyemiyor.

Doğru ne yanlış ne? bunu kim soracak… Bunu soranlara ne olacak?

Gazeteciler de suç yok mu? var tabi ki de. İktidarlara kaside yazmak, akredite edilen gazeteciler oh olsun diyen yine gazetecilerdi, seslerini çıkarmadılar. Bir zaman geldi ordunu yanındaydılar bir zaman geldi cemaatin, bir zaman geldi hüküm edenlerin şişli escort yanındaydılar. Olsun güçlüyüz ya dediler ama bittiklerini fark edemediler. Gazeteciler her devirde birileri tarafından kullanıldılar. O kadar çürük elma var ki. Bakıyorum ki hepsi yaş hiç kuru kalmamış aralarında. Gazeteciler; tarafta değilim, beratarafta olmayacağım diyemediler. Ya da en azından doğruya doğru, yanlışa yanlış diyemediler.

Öte taraftan Türkiye’de en iyi işleyen sistemidir medya. Bir kurum mu düşürülecek. Yandaş medyadan bir gazetede ilk gün manşetten ateş eder. İkinci gün 5-6 yandaş gazete manşetten ateş etmeye devam eder ve ardından ilgili devlet kurumu devreye girer. Banka ise TMSF, diğer kurumlar ise kayyum atanarak hedefteki kuruma el konur ve sesi kesilir. En son devlet yetkilisi bir açıklama yapar. Bizler ise oturduğumuz yerden 2 saat Twetter’da TT yaparız ve ardından yeni bir gündem ile bu olanları unuturuz.

 

Gazetecileri Koruma Örgütü CPJ’in açıkladığı raporuna göre, Türkiye son iki yıldır dünya genelinde en çok tutuklu gazetecinin olduğu ülke. Hükümet, gazetecilerin gazetecilik faaliyetleri nedeniyle değil, “terör suçları” nedeniyle yargılandığını söylüyor.


0 Comments

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

istanbul escort